12 Aralık 2010 Pazar

Yaşasın üç büyükler!!!

   Bundan 20 yıl evvel üç büyükler top oynamasa bile forması 3 puan alırdı.Hatta arkadaş sohbetlerinde ''lan bu takımı ben bile şampiyon yaparım'' şeklindeydi. Bahis,yayın gelirleri ve federasyonun maddi desteği sayesinde bende başarabilirim kıvamına getirdi.Avrupa kupalarına katılmak,gol atmak,puan almak,maça çıkmak dahi nakit para anlamına gelmeye başlamıştı.Yıllar boyu teknik direktörlerin ve yönetimlerin yapamadığını yüzü sıcak olan para gerçekleştirdi.Belki bu noktada akıllara üç büyüklerin bütçeleri akıllara gelebilir ama önemli olan Anadolu takımlarının gelirleri artması.Çünkü onların gelirleri eskiye göre %100 den fazla artmasıydı ve üç büyüklerin bir nevi başarıya doymasa bile doyum noktasına gelmesiydi..
  
  Yönetim yanlışları peşpeşe gelmeye başlamıştı Aziz Yıldırım'ın yönetime geldiğinden beri yaklaşık 1.5 milyar € harcayıp sadece 2 Türkiye ligi şampiyonluğu ve Şmapiyonlar ligindeki çeyrek finalden mutlu olmasıydı.Galatasaray da ise başarısız 2.Terim döneminin faturası çok ağır olmuştu.Yönetim miras yemeye devam ediyor,kazanılan UEFA ve Super Cupa saltanatı da artık bitme noktasına gelmişti.Maddi kriz de peşi sıra geldi 6 aya bir hoca değişimi ve yüzlerce futbolcu transferide çare olamamıştı.Beşiktaş'ta ise durum pek farklı değildi.Serdar Bilgili'den boşalan koltuğa,ultrahiper başarısız Yıldırım Demirören geçmişti ve birçok Beşiktaşlı arkadaşımın''Bu koca kafa gidene kadar bu takımı bırakıyorum'' demeye kadar sebep olmuştu.Uzun zamandır gelmeyen.Eski yıllardaki yerli futbolcu kalitesinin bir türlü olmayışı,yanlış ve sürekli zarar edilen yabancı transferleri başarısızlığa adeta davetiye çıkartıyordu
  Anadolu takımları eskisi gibi İstanbul deplasmanlarında tabiri caizse ''ezik'' bir futbol anlayışını bırakmıştı.Puanın,atılan golün,iddaa programlarına girmenin bile para kazanıldığı bir dönemde artık maymun gözünü düpedüz açtı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder